Geçtiğimiz hafta, Kartaltepe Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Oteli’nde çıkan yangın, ülke tarihine kara bir leke olarak kazındı. 36’sı çocuk, toplam 78 vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu trajedi, sadece bireysel acıları değil, aynı zamanda sistemsel bir başarısızlığı da gözler önüne serdi. Bu olay, denetimlerin ne denli hayati olduğunu ve insan hayatının değersizleştirilmesinin nelere mal olabileceğini bir kez daha gösterdi.
Grand Kartal Oteli’nin düzenli denetimlerden geçtiği belirtilmişti. Ancak, yangın sonrası yapılan incelemelerde, otelde hiçbir yangın koruma tertibatının bulunmadığı ortaya çıktı. Bu durum, denetimlerin sadece kağıt üzerinde mi yapıldığını, yoksa gerekli standartların bilinçli bir şekilde göz ardı mı edildiğini sorgulatıyor. Eksik bırakılan her kontrol, ihmal edilen her tedbir bir felaketi davet etmekten başka bir şey değildir.
Yangın güvenlik sistemleri, yangın kapıları, duman dedektörleri ya da acil tahliye planları… Bunlar sadece birer detay değildir; bu önlemler, insan hayatının sigortasıdır. Ancak ne yazık ki ülkemizde bu tür standartlar ya hiç uygulanmıyor ya da yeterince ciddiye alınmıyor. İnsan hayatı, ihmal ve kayıtsızlık sonucu basit bir istatistikten ibaret hale geliyor.
Bu trajedi, bizlere bir kez daha devletin ve kurumların, halkın güvenliğini sağlamak için en üst düzeyde sorumluluk alması gerektiğini hatırlatıyor. Denetim süreçlerinin sıkılaştırılması, caydırıcı cezaların artırılması ve toplumsal bilincin güçlendirilmesi şarttır. İnsan hayatı, hiçbir maliyet ya da konfordan daha ucuz olamaz.
Unutulmamalıdır ki, her ihmal, her eksik tedbir ve her göz yumulmuş hata bir gün mutlaka geri döner. Grand Kartal Oteli’nde hayatını kaybeden 78 vatandaşımızın acısı, bu sorumlulukların hatırlanması için çok ağır bir bedel oldu. Ancak bu trajedinin bir daha tekrarlanmaması için hepimizin ders çıkarması gerekiyor.